Haber

Kemal Sunal’ın 1970’ler Türkiye’sini Bir Apartmanda Topladığı Filminde Dikkat Çeken Detaylar

Bir Kemal Sunal klasiği ve efsanesi olan 1976 yapımı ‘Kapıcılar Kralı’ sineması, 1970’ler Türkiye’sini bir apartman dairesine sıkıştıran ve her apartman sakinine bir memleket karakteri yapıştıran muhteşem bir şaheserdir.

Bu içerik Ali Yağız Baltacı’nın tweet’ine dayanmaktadır.

Kaynak:https://twitter.com/aybaltacı

Filmin çekim tarihi 1976’dır. Demirel liderliğindeki 1. Milliyetçi Cephe Koalisyonu iktidardadır.

12 Mart’ın siyaset üzerindeki etkileri devam ediyor, ordunun varlığı Demokles’in Kılıcı gibi siyasetçilerin üzerinde dolaşıyor. Kısa ömürlü koalisyonlardan rahatsız olan halk horluyor.

Böyle bir siyasi konjonktürde sinema bize bir apartman dairesinde, bir apartman görevlisinin (kapıcı) merkezindeki hikâyeyi anlatır.

Kapıcı Seyit (Kemal Sunal) bize hep hor görülen, ezilen ama işini bilen alt sınıf bir kurnaz olarak sunulur.

Filmin başında apartman yöneticisi (ülkenin lideri-başbakanı) yolundan gitmeyen pasif bir adamdır.

Güvenmeyen güçsüz bir gücü sembolize eder. Hep askerin baskısı altında olduğu için sonunda “Bu apartmanın dertlerinden bıktım” sözleriyle istifa eder.

Bilin bakalım istifa eden yönetici yerine kim iktidara geliyor? Emekli bir Albay. Bu bir asker. Üstelik siyasi tarihimiz boyunca alışık olduğumuz bir tabirle… “Bu daireyi sahipsiz bırakmayacağız.”

“Askeri Yönetim” apartman üzerindeki baskıyı artırır, Kapıcı Seyit daha çok ezilir ve daha hor görülür.

Bunun üzerine Seyit’in yolsuzlukları ve usulsüzlükleri artar. Apartman yöneticisi tarafından parası kesilen Seyit, daha sonra karaborsada albayın oğluna viski satarak yolunu bulur.

Özal’ın “benim memurum işimi bilir” yaklaşımının dayanağı budur.

Filmin sonunda ise şöyle olur: Kapıcı Seyit, her darbenin sebebi olan “kardeş düşmanlığına son vermek, istikrarsızlığı önlemek” için yönetime el koyar.

eskipazarhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu